Yatçılığın Tarihi

Denizciliğin tarihi neredeyse insanlık tarihi kadar eski olsa da, “yatların” tarihi çok daha yakın bir zamana dayanır.

Denizin Avcıları

İlk yatlar 14. yüzyılda bugün Hollanda olarak bildiğimiz toprakların kaçakçı ve korsanlarla dolu sularında ortaya çıkar. “Jaght”, yani, avcı denen bu tekneler başta sadece korsanları ticaret gemilerinden kovalamak için kullanılsa da, zaman içinde bu ticaret gemilerinin sahibi tüccarlar, kargolarının limana sağ salim varmasını jaghtların güvertelerinde kutlamaya başladılar. Bu moda kısa sürede küçük gemiler içinde turlamak isteyen elitleri arasında popüler hale gelir.  

Tacı elinden alındıktan sonra 10 yılını Hollanda topraklarında geçiren 2. Charles’ın, 1660’ta yeniden tahtına dönmesi Amsterdam halkı tarafından büyük bir neşeyle karşılanır. Bu durumu kutlamak için yeni krala Mary adında bir yat hediye edilir. Kendi yatlarını da inşa eden 2. Charles’ın en büyük eğlencelerinden biri Mary ile Thames nehrinde gezinmekti. Ayrıca oğlan kardeşi York Dükü James ile sık sık yat yarışları yaptıkları da bilinir.

Kralların Uğraşı

Bu şekilde, yatçılık ve yat yarışçılığı “kralların uğraşı” olarak hayatına başlasa da yeni yüzyılın şafağında bu değişti. Hem asiller hem sıradan halk arasında 2. Charles’ı örnek alanlar çıktı. 17. yüzyıla gelindiğinde ise yatçılık artık sadece kralların ve saray halkının benimsediği bir uğraş olmaktan çıkmıştı.

Dünyanın ilk yat kulübü, Cork Water Club, 1720’de İrlanda’da kuruldu. Onu ünlü Royal Yacht Squadron gibi pek çokları takip eder. 18. Yüzyıl sadece Avrupa’da değil, okyanusun ötesinde, Amerika’da da pek çok nüfuzlu yat kulübünün kuruluşuna tanıklık eder. Bu kulüpler yayıldıkça ve yat yarışlarının da popülerliği de artınca, yatçılıkla uğraşanlar bu uğraşın sınırlarını ne kadar zorlayabileceklerini denemeye başlarlar. 1866 yılında dünyanın ilk trans-Atlantik yat yarışı, New York Yat Kulübü altında Amerika sahillerindeki Connecticut’tan, İngiltere’deki Wight Adasına gerçekleştirilir.